Romatoid Artrit
Nedeni bilinmeyen kronik, ilerleyici otoimmün bir hastalıktır. Öncelikle periferik eklemleri etkileyen kalıcı iltihaplanma ile karakterizedir. Genellikle sinsi bir simetrik artrit olarak başlar ve öngörülemeyen ve değişken bir seyir gösterir.
Birçok eklemi aynı anda hastalandırması sonucu şekil bozuklukları, iş gücü kaybı ve önemli sakatlıklara neden olur. Ancak durum erken fark edilir ve derhal ve uygun şekilde tedavi edilirse ağrı ve sakatlık en aza indirilebilir.
Romatoid artritin iltihaplı bir hastalık olması dolayısı ile sistemik belirtiler ve önemli organ tutulumları da zaman zaman ön plana geçebilmektedir.
Romatoid artrit, dünyanın her yerinde ve her toplumda görülebilmektedir. Görülme sıklığı %0.5 ila % 1 arasında değişmektedir. Her yaşta başlamasına rağmen, 30 ile 55 arasında sık görülür. Kadınlarda erkeklere oranla iki – üç kez daha fazla görülmektedir.
Romatoid artrit progresif sakatlığa neden olur ve hastaların neredeyse yarısı 10 yıl içinde önemli fonksiyonel bozukluklar yaşar. Hem erkeklerde hem de kadınlarda yaşam beklentisini birkaç yıl kısaltır.
Hastalığın etkisi, aile hayatı, sosyal ilişkiler, iş hayatı gibi yaşamın tüm alanlarında görülebilir. Ağrı, fiziksel disabilite, sosyal aktivitelerin kaybı tek tek ya da hep birlikte rol oynayarak, duygudurum bozukluklarına yol açabilir.
Otoimmun bir hastalık olan romatoid artrit’de psikososyal faktörlerin immun sisteme etki ederek hastalık sürecini değiştirebileceği düşünülmektedir. Stresin ve depresyonun Romatoid artritde immun sistem üzerinde etkileri önceki çalışmalarda gösterilmiştir.
Etiyoloji ve Patofizyoloji
Etyolojisinde hem genetik hem de çevresel etkiler dahil olmak üzere birçok faktör bulunur. Her bir bileşenin göreceli katkısı belirsiz kalmasına rağmen, bağışıklık hücreleri ve enflamatuar aracılar patogenezde çok önemli bir rol oynamaktadır.
Romatoid artritte görülen histolojik değişiklikler hastalığa spesifik değildir, tutulan organa göre değişen özellikler gösterirler. Ana değişiklikler sinovyum içeren eklemler, tendon kılıfları ve bursalarda görülür.
Eklemin sinovyal tabakasındaki hücrelerin çoğalması, sitokinler, kemokinler, büyüme faktörleri ve hormonlar tarafından düzenlenen çeşitli hücre popülasyonları tarafından infiltrasyon ile birlikte, kıkırdak, kemik ve çevresindeki yumuşak dokuları istila edebilen ve sonuçta erozyonlara yol açabilen bir pannus oluşur.
Tümör nekroz faktörü ve interlökin-6 dahil olmak üzere proinflamatuar sitokinlerin aşırı üretimi, yıkıcı süreci yönlendirir.
Pannusta bulunan makrofajların salgıladıkları proteinaz ve kollegazların yıkıcı etkileri sonucu subkondral kemikte eklem harabiyetinin ilk göstergesi olan erozyonlar gelişir.
Klinik özellikler
El ve ayakların küçük eklemlerini etkileyen simetrik bir poliartrit olarak ortaya çıkar.
Eklemler şiş, ağrılı ve serttir.
Hastaların %70 gibi büyük çoğunluğunda sinsi başlar. Başlangıç sürecinde hafif bir ateşin de eşlik ettiği halsizlik, yorgunluk, kilo kaybı ve bir veya birkaç küçük eklemde ağrı görülebilir. Bazen akut olarak başlayabilir.
Eklem ağrısı dışında hastaların önemli bir şikayeti, uyku veya uzun süren bir istirahat sonrası, eklemler ve eklemlerin çevrelerinde oluşan ve sabah tutukluğu olarak tanımlanan sertlik hissidir.
Sabah tutukluğu, eklem ağrısının enflamatuar karakter olduğunu gösteren çok önemli bir bulgudur. Hastalığın aktif dönemlerinde, sabah tutukluğu günün geç saatlerine kadar devam edebilir.
Servikal omurgada en sık atlantoaksiyel (C1-C2) eklem tutulumu görülür. Bu ise önemli nörölojik sonuçlara yol açabilir.
Oksipital bölgeye yayılan ağrı, boyun hareketleri ile ağrıda olan değişiklik, üst ekstremitelerde parestezi, pozisyon hissinin kaybı, reflekslerde artış, mesane ve barsak fonksiyon bozukluğu gibi ciddi semptomlar ortaya çıkabilir.
Temporomandibular eklemleri tutarak çenede ağrı ve açılma kusuru, larenksin krikoaritenoid eklemini tutarak ses kısıklığı ve seste kalınlaşma, iç kulaktaki küçük kemikleri tutarak işitme kusurları, omuz eklemlerini tutarak donuk omuza sebep olabilirler.
Eklem dışı belirtileri yaygındır. Cilt, gözler, akciğerler ve kan damarları dahil olmak üzere birden fazla organda görülebilir.
Tanı Kriterleri
Romatoid artrit tanısı koymak için bir hastanın dört veya daha fazla kriteri karşılaması gerekir ve şikayetlerinin en az 6 hafta devam etmesi gerekir.
Eklemler ve çevrelerinde en az 1 saat süren sabah tutukluğu
Üç veya daha fazla eklemde yumuşak doku şişmesi.
Proksimal interfalangeal, metakarpofalangeal veya elbileği eklemlerinin şişmesi
Simetrik artrit
Deri altı nodüller
Romatoid faktör pozitifliği
Elde veya bilek eklemlerinde erozyon veya periartiküler osteopeni ile ilgili radyografik görüntüler.
Hastalığın seyri
Genel olarak, eklem tutulumu, ilk yılda %90 oranında tamamlanmaktadır. Değişik çalışmalarda spontan remisyon oranı en iyimser oranla %20 kadardır ve hastalığın ilk yılında görülmektedir. Hastaların geri kalan kısmı ise ilerleyici bir seyir gösterir. Bu tür hastaların bazılarında zaman zaman klinik aktivitede gerileme görülmekle birlikte 5 yıl içinde hastaların %50’si çalışamaz duruma gelmektedirler.
Çok sayıda eklemin tutulması, sürekli aktif seyir, yüksek romatoid faktör düzeyi, anti CCP pozitifliği, nodül gelişimi ve HLA DR4 haplotipi kötü bir prognozu gösteren belirti ve bulgulardır.
Romatoid artritte tedavinin amacı, ağrıyı dindirmek, eklem harabiyetini ve diğer komplikasyonları önlemek ve hastaların günlük yaşamlarını sürdürmeyi sağlamaktır.
Romatoid artrit genetik faktörlerden dolayı uzun süre, belki de ömür boyu takip edilmesi gereken bir hastalıktır. Bundan dolayı hastanın tüm klinik şikayetleri ortadan kalksa bile, aralıklı periyodlarla takip ve tedavi edilmesi gerekebilir.